Medya toplumsal ahlakı yeniden üreten ve oradan beslenen, şiddete maruz bırakılanı kurbanlaştıran, suçlayan/ utandıran bir dil benimseyerek şiddeti olağan, aynı zamanda görünmez kılabiliyor. Medyada üretilen haber dili de çoğu zaman hem failleri hem de şiddete maruz bırakılanları farklı biçimlerde damgalayarak hak ihlallerine yol açıyor.
Medyanın kamuoyu yaratma ve kanaat oluşturma gücü düşünüldüğünde, cinsel şiddeti meşrulaştıran, şiddete maruz bırakılanı suçlayan/yargılayan bir anlayış yerine, onay kültürünün yaygınlaşmasına katkı sunan, cinsel şiddeti görünürleştiren ve suç olduğunu vurgulayan, hayatta kalanı güçlendiren ve haklarını gözeten içerikler üretmek medyanın başat sorumlulukları arasında.
HAK TEMELLİ HABERLER İÇİN gazetecilerin sıkça sorduğu sorular:
“Söyledi”, “aktardı”, “ifadesine göre” gibi spesifik bir kişinin cümlelerini kullanabilirsiniz. “İddia etmek” ifadesini keyfi veya bireysel varsayımınıza göre kullanmak yerine, hukuki kullanımı gerekli ise uzmanlara danışarak konsept içinde kullanabilirsiniz. Çünkü bu kelimelerin aşırı kullanımı, muhabirin ‘hayatta kalana inanmama’ ön yargısı oluşturmasına sebep olabilir. Bir başka alternatif olarak; eğer bir dava süreci varsa, “iddia eden” demek yerine “cinsel saldırı ile suçlanan …” diyerek konuyu fail tarafından haberleştebilirsiniz.
Öte yandan hukuksal bağlamda “iddiasıyla” ifadesinin kullanılmamasının yasal sonuçlar doğurabileceği durumlar olabilir. Şüpheye düştüğünüz durumlarda bir avukata danışabilirsiniz.
Gazetecilikte esas olan 5N1K sorularını cinsel şiddetle ilgili haber yazarken eksiltmeniz gerekebilir. Örneğin hayatta kalan üzerinden oluşturduğunuz “Neden?” sorusu, cinsel şiddete gerekçe arar. Oysa cinsel şiddetin gerekçesi olamaz. Aynı şekilde “Nasıl?” sorusu da cinsel şiddetin anlatımına, pornografik hale getirilmesine neden olur. “Nerede?” sorusunun cevabı ise bizi bazen yol ve yöntem gösterecek ayrıntılara götürebilir. Bu nedenle cinsel şiddetle ilgili haber yazarken hayatta kalanı koruyan ve failin suçunu gösteren haberler önem taşır.
Blurlanmış, dramatik ya da mizansen edilmiş temsili fotoğraflar etki yaratmanın aksine hak ihlali oluşturur. Unutmamalısınız ki cinsel şiddet resmedilemez. Şayet toplumsal farkındalık oluşturmak isteniyorsa failin suçuna veya politik duruma odaklanan, cinsel şiddetle mücadeleye eden STÖ ve kurumların ürettiği bilgilendirici sticker ve görseller kullanılabilir. Kullandığınız görseller tetikleyici, mağdurlaştırıcı, tek tipleştirici olmamalı güçlendirici, durumu ifade eden ve farkındalık yaratan mesajlar içermelidir.
Haber hazırlarken araya mesafe koymanız, okuduğunuz ya da dinlediğiniz hikayenin sizin değil, bir başkasının hikayesi olduğunu fark etmeniz gerekmekte. Yazacağınız haber okuyanlar üzerinde öfke, çaresizlik vb. duygu yoğunluğu yaratacak ifadeler yaratmamalı. Cinsel şiddet, münferit değildir ve magazinleştirilerek skandal bir haber gibi sunulmamalıdır. Hayatta kalanın ya da hayatta kalanların iradesi, direnci ve kendini sağaltma gücü yerine yaşadığı trajik olayın detaylarını vurgulamayı tercih etmeyin.
Haberi yaparken kendinize sorun: Toplumsal cinsiyet eşitliği/eşitsizliği bunun neresinde? Faili nasıl betimliyorum? Hayatta kalanı ya da şiddete maruz bırakılanı nasıl betimliyorum? Şiddeti nasıl betimliyorum? (Örneğin; aile trajedisi, münferit bir olay gibi) Tüm bunları yaparken toplumsal cinsiyet ve cinsel şiddetle ilgili hangi mitleri ve önyargıları yeniden üretiyorum?
Cinsel istismar, tüm diğer cinsel şiddet eylemleri gibi cinsellikle değil güç ve hiyerarşi ile ilgilidir. Çocuğu cinsel olarak istismar eden kişi şiddet eylemini çocuğun fiziksel, duygusal, bilişsel ve deneyimsel açıdan daha zayıf oluşunu kötüye kullanarak gerçekleştirir. Temas içeren, içermeyen pek çok cinsel istismar eyleminden söz edilebilir. Tecavüz, oral tecavüz, temas içeren cinsel istismar suçlarından bazılarıdır. Hukuk alanında tecavüz istismarın nitelikli bir biçimi olarak tanımlanıp cezai karşılığı daha fazla belirlenmiş olsa da, gündelik yaşamda cinsel istismar kavramının hafif suç olarak algılanmasını beraberinde getirebilecek her türlü dil ve yaklaşım kullanımından kaçınılmalıdır. Tecavüzün önemli ve tepki gösterilmesi gereken, istismarın ise daha kabul edilebilir bir suç olduğunu düşünmek, şiddet türleri arasında hiyerarşi yaratmaya sebep olur. Bu da şiddete ses çıkarmak için şiddetin belli bir seviyede gerçekleşmesi gerektiği mesajını verirken, daha az konuşulan şiddet türlerinin fark edilmesini engeller.
Şiddet haberinin hak değil tiraj odaklı sunulmasına araç olmadığı sürece tecavüz kavramı olayı tanımlamak için kullanılabilir. Cinsel istismarı haberleştirirken tıklama sayısını arttırmak için “öyle bir şey yaptı ki, inanılmaz, şok, böylesi görülmedi…” gibi magazinleştiren, erotikleştiren ve dramatikleştiren bir dil kullanılmamalıdır. Burada dikkat edilmesi gereken, halihazırda çocuğa yönelik şiddet olarak kabul edilmeyen tecavüz dışı cinsel istismar davranışlarının / suçlarının daha da görünmez olmasına sebep olmamaktır. Bu noktada haberciler ya da okurlar olarak çocuk koruma perspektifinden bakmak ve cinselliğe dair değer ve algılarımızı gözden geçirmek de sorumluluğumuzdur.
Gazeteciler için 5N1K’daki “kim/kimler?” sorusunu, yani özneyi suça ve faile yöneltmelisiniz. Tecavüz, taciz, istismar ve benzeri tüm cinsel şiddet türlerini haberleştirirken, faili fiille ilişkilendiren bir dil kullanın. Örneğin “Fail tecavüz etti” cümlesi, bizi haberi failin eylemi üzerinden okutan bir habere götürür. Hukuki süreç devam ediyorsa “fail tecavüz suçundan yargılanıyor” ,“fail tecavüz iddiasıyla tutuklandı” diyebilirsiniz. “tecavüze uğradı”gibi ifadeler faili ve onun işlediği suçu görünmez kılar.
Cinsel şiddet failiyle hayatta kalan ya da artık hayatta olmayan arasında bir aidiyet ilişkisi kuran bu ifadeleri kesinlikle kullanmamalısınız. Failden bahsedecekseniz örneğin “istismar suçlusu”, “tecavüz faili” gibi ifadeler kullanabilirsiniz. “Tecavüzcü” ya da “istismarcı” gibi ifadeler, bir suçu görev, iş veya etikete indirgeyebilir. Oysa suç ve suçlu olarak baktığınızda karşıdaki kişi cinsel şiddet failidir. Örneğin hüküm giydiyse o kişiden “cinsel istismar suçlusu”, “tecavüz suçlusu”, “cinsel saldırı suçundan hapis cezasına çarptırılan” diye bahsedilebilir.
Şu soruları muhakkak ajandanızda tutun:
-Sizce insanların neyi bilmesi önemlidir?
-Bu yaşadıklarınız sizi nasıl etkiledi?
-Şifa bulmanızda hangi hizmetler/kaynaklar/ insanlar size yardım etti?
-Hayatta kalanların, yaşadıklarını anlatmak için ortaya çıkmalarını daha güvenli hale getirmek için ne gibi önerileriniz var?
Hamilelik yerine tıbbi terim olan gebelik kullanılmalı. Haberlerde, “cinsel saldırı sonucu oluşan gebelik” tanımı kullanılabilir. Cinsel saldırı sonucu oluşan gebelikte veya doğumda, bebek ile doğum yapan kişi arasında bir aidiyet bağı kurmamak gerekiyor. Örneğin “kadın ile bebek” ifadesi kullanılabilir. Cinsel istismar sonucu oluşan gebeliklerde ise çocuk hayatta kalan için “anne” tanımı asla kullanılmamalı.
Kadın ve trans cinayetleriyle ilgili haberlerde kullanılan magazinsel dilden vazgeçmek önemli. Bu tür bir dil kullanımı kadın ve trans cinayetlerinin münferit bir olay olduğu gibi yanlış bir algının oluşmasına neden olur. Oysa kadın ve trans cinayetleri politiktir, sistematiktir ve ataerkil güç ilişkilerinin bir tezahürüdür. Magazinsel, haberi satmaya yönelik sansasyonel başlıklar yerine kadın cinayetlerinin ya da cinsel şiddetin münferit olmadığını ve sistematik olduğunu vurgulayan başlıklar kullanın.
Haber yaparken önemli olan cinsel şiddetin/toplumsal cinsiyet temelli şiddetin yapısal bir sorun olduğunu vurgulamak ve cezasızlık kültürünün ortadan kalkmasına yardımcı olmaktır. Yalnızca olay odaklı bir habercilik şiddetin yapısal ve kültürel nedenlerini görünmez kılmak demektir.
Ayrıca cinsel şiddetle ilgili haber yaparken lüks plaza, günlük kiralık daire, lüks otel balkonu, lüks villa gibi mağdurun ölüm nedenini gittiği yer ile ilişkilendiren ifadeler kullanmaktan kaçınmak önemli. Bu tür ifadeler kadınların ve LGBTİ+’ların bir yerlere giderek öldürülmeyi “hak ettikleri” mesajını verir ve şiddete maruz bırakılana yönelik önyargıları yeniden üretir. Oysa cinsel şiddet her yerde ve mekânda gerçekleşebilir.
Bu tür ifadelerden kaçınmak, bunun yanı sıra haber yaparken şiddetin pornografik biçimde yansıtılmaması ve bunun bir suç olduğunun kesin dille belirtilmesi kadınların ve LGBTİ+’ların maruz bırakıldığı hak ihlallerini görünür kılması açısından önem taşır.
Gazeteci için öncelikli bilgi şiddetin haklı bir gerekçesinin olmadığı gerçeğidir. Gerekçeler kişinin şiddet görmesi meşrulaştırılır. Psikoloji literatüründe cinnet geçirmek diye bir kavram yok. Bu ifade, medyanın yıllarca şiddeti meşrulaştırmak, faille empati kurmak, suçu hafifletmek için bir gerekçe mekanizması olarak kullanıldı. Oysa, “cinnet geçiren koca”, “öfkeli adam,” “sapık” gibi tanımlar, cinsel şiddet faillerinin gündelik hayatta karşılaşabileceğimiz sıradan kişiler olabileceği gerçeğinin üstünü örtüyor. Unutmayın ki herkes cinsel şiddet faili olabilir. Bunlar yerine “fail” ifadesini tercih edin. Hukuki sürece göre zanlı ve suçlu ifadelerini de kullanabilirsiniz.
Örneğin mülteci bir kadın ya da LGBTİ+’nın maruz bırakıldığı hak ihlalinden bahsedecekseniz, mültecilerin güvencesiz, korunmasız bırakılmaları sebebiyle maruz bırakıldıkları şiddete dair bilgilere yer verebilir, korunma sistemlerinden bahsedebilir, yaşananın münferit olmadığının altını çizebilirsiniz. Haberlerinizde hayatta kalan ya da faillerin mülteci kimliklerine yapılacak ayrıştırıcı vurgular, yabancı düşmanlığı ve/veya mültecilere karşı nefret söylemlerine sebep olabilir.
Faillerin mülteci ya da yabancı olmasının işledikleri suçla bir ilgisi olmadığını, aidiyet içinde oldukları din, dil, ırk, cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğinin suçları nedeniyle kriminalize edilmemesi gerektiğini bilmelisiniz. Öne çıkarmanız gereken bilgi suç ve failliği olmalı.
Birçok kişi kurban ve mağdur tanımının negatif, edilgen, güçsüzleştirici çağrışımlar içerdiğini hisseder. “Hayatta kalan” ifadesi ise güçlenme ve şifa sürecini çağrıştırdığı için tercih ettiğimiz bir ifadedir. Bir hayatta kalan ile röportaj yapıyorsanız, kendisi için tercih ettiği tanımı kullanın. Haber metninde kendi ifadelerinize yer verirken ise “kurban” ve “mağdur” tanımlarından kaçının. Adli süreç başlatıldıysa nötr bir tanım olması sebebiyle “şikayetçi” de tercih edilebilirsiniz.
Cinsiyet kimliği ve cinsel yönelime dayalı ayrımcılığı hak ihlali olarak nitelendiren bir yasal düzenleme olmadığından (nefret suçu yasası gibi) LGBTİ öznelere yönelik ayrımcılık konusunun ele alınması hak taleplerini görünür kılma bakımından önem taşır. Bu ayrımcılık biçimi cinselleştirilmiş şiddet tanımı içinde tanımlanır. Cinselleştirilmiş şiddet; cinselliğin araç olarak kullanıldığı ve/veya kişinin cinsiyetini, cinsel kimliğini, cinsel yönelimini, toplumsal cinsiyetini veya toplumsal cinsiyet ifadesini hedef alan, onayın var olmadığı, istenmeyen, gerçekleşmiş, teşebbüs edilmiş, tehdit boyutunda kalmış söylem ya da davranışlardır. Bu şiddet biçimini ortaya koymak ve ayrımcılığı önlemek için kurum ve mekanizmaların heteronormatif yapısının tanımlanması ve sorgulanması gerekir.
Toplumsal cinsiyet hiyerarşisinde LGBTİ+’ların gücün kötü kullanımına maruz bırakıldıklarını ve cinsel şiddetten yoğun bir şekilde etkilendiklerini söyleyebiliriz. Yapılan haberlerde bu nedenle LGBTİ+ odaklı haber anlayışı geliştirilmelidir.
Şu soruları kendinize sorabilirsiniz:
Yaptığınız haberlerde ikili cinsiyetin ötesine geçerek LGBTİ+’ların hikâyelerine yer veriyor musunuz?
LGBTİ+ ‘larla ilgili davaların nasıl sonuçlandığına dair yaptığınız haberden sonraki süreci takip ediyor musunuz?
LGBTİ+ haberi yaparken bu öznelerin yararlanabilecekleri ve başvurabilecekleri mekanizmalara referans veriyor musunuz?
LGBTİ+ öznelerin kendi sözlerine haberde yer veriyor musunuz?
Failin eylemi yerine mağdurun onayını sorgulamak erkek egemen bir toplumda karşılık buluyor ve haberi okuyan kendini mağdur yerine fail ile özdeşleştirebiliyor. Cinsel şiddete maruz bırakılanın kıyafeti, davranışı, eğilimi ve eylemleri sorgulanmaya başlanıyor. Bu suçlama ve utandırma toplum içerisinde ayrımcılığa maruz bırakılan kadınlar ve LGBTİ+’lar gibi gruplara karşı olabileceği gibi aynı zamanda toplumun cinsiyet standartlarına (heteroseksüel, tekeşli, natrans) uymayan her bireye karşı olabiliyor.
Örneğin seks işçilerine yönelik cinsel şiddet konusunda onay kavramı tamamen göz ardı ediliyor ve “iffetli”/”iffetsiz” ayrımı üzerinden kadınların ve LGBTİ+’ların nasıl davranmaları gerektiğine dair bir algı yaratılıyor.
Haberde her zaman 5N1K vermek hak ihlaline de yol açabilir. “Cinsel yönelimi nedeniyle kimliğini gizlemek isteyen bir kişinin ismini yazmak ya da erkek şiddeti haberi yaparken sığınmaevinin adresini vermek, prensip olarak 5N1K kuralınca “doğru” gibi görünse de, pratikte ciddi hak ihlallerinin yolunu açabilir.” (Tahaoğlu, Akgül, 2018)
Kişi, iş hayatı, aile yaşantısı, nefret söylemi veya suçlarından korunmak gibi pek çok sebepten cinsel yönelimini veya cinsiyet kimliğini gizlemek isteyebilir. Yine cinsel yönelimi veya cinsiyet kimliği sebebiyle nefret suçuna maruz bırakılmışsa göz ardı etmemeli ve suçun üzerini örtmemelisiniz.
Kişinin kıyafeti, cinsel yönelimi, şiddet eylemi gerçekleştiğinde bulunduğu yer ve zaman gibi konular örtük biçimde hayatta kalanı suçlayıcı ya da onay atadığı anlamlar taşır. Bu nedenle şiddet haberi yaparken ilk önce şiddete maruz bırakılan kişi ya da grupların hakları ve iyilik halleri öncelenmelidir.
Haber yaparken hak ihlaline uğrayan LGBTİ+’ların haklarını talep etmelerine aracı olmak mühimdir.
Kaynak: Tahaoğlu, Ç., & Akgül, E. (2018) Toplumsal Cinsiyet Odaklı Habercilik Elkitabı. IPS İletişim Vakfı Yayınları. İstanbul.
Tür ayırt etmeksizin tüm hayvanların duyguları olan, acıyı hissedebilen bireyler olarak kendi yaşamlarının öznesi olduğunu kabul etmeli, insan harici hayvanların da bedeninin sadece kendisine ait olduğunun bilinciyle hareket etmelisiniz.
Haberlerde “köpek”, “öküz”, “eşek” gibi hiçbir hayvan türünün adını hakaret olarak kullanmayın, kullananları uyarın. Bunu yapmak, hayvanların insanlardan daha değersiz olduğu algısını pekiştirerek şiddeti normalleştirir.
Eğer bir cinsel istismar, sömürü haberi yazacaksanız hayvanlar söz konusu olduğunda rızadan bahsedilemeyeceğini unutmayın, tecavüze “tecavüz” demekten çekinmeyin.
Cinsel şiddetin bir cinsellik olmayacağını, örneğin hayvanlarla cinsel ilişkiye girilemeyeceğini, vakanın oluş şekline göre olayın cinsel saldırı,cinsel istismar ya da tecavüz olduğunu bilin. Hayvana yönelik cinsel şiddetin, cinselliğe müdahale içeren fiilleri de kapsadığını unutmadan, uygulayan her kim olursa olsun failin eylemine gerekçe bulmayın. Şiddet ve istismar her koşulda uygulayanın suçudur.
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu, maalesef hayvanları insan şiddetinden korumaktan çok uzak. Mevcut yasa hayvanları “sahipli” ve “sahipsiz” olarak ayırıyor. “Sahipli” bir hayvan için, Türk Ceza Kanunu’ndaki “mala zarar verme” suçundan dava açılabiliyorken, “sahipsiz” hayvanların yaşadığı hak ihlalleri için sadece idari para cezası uygulanıyor.
“Telef edildi” ifadesi de hayvanları bir eşya olarak görmekten kaynaklanıyor. Hayvanlar bir eşya değildir ve telef edilemez. Bunun yerine, “öldürüldü”, “ölümlerine neden olundu”, “hayatlarına son verildi” ifadelerini kullanabilirsiniz.
Örneğin herhangi bir kutlama adı altında öldürülen hayvanlar içinde “kurban edildi” ifadesini kullanmamalısınız. Bahsedilen hayvanlar insanların keyfi için öldürülen, yaşamlarına son verilen hayvanlardır. Yine “kaçan kurbanlık koyunlar” gibi ifadeler yerine, bu hayvanların öldürülmekten kaçtığını, yaşamak için kurtulduğunu vurgulayabilirsiniz.